TOROS ÜNİVERSİTESİ’NDE RADYUMUN KEŞİFÇİSİ MADAM CURİE ANLATILDI
Toros Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Zeren, Polonyalı fizikçi ve kimyacı olan Radyum, Polonyum’un keşifçisi Marie Curie ile ilgili bir konferans düzenledi.
Toros Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Zeren, tarihte Nobel ödülü alan ilk kadın olan Maria Salome Skłodowska’nın (Marie Curie) aynı zamanda Avrupa’da doktora yapmış ilk kadın olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Zeren, “Marie Curie Paris Üniversitesi'nde ders veren ve aynı üniversitede profesör unvanı alan ilk kadındır. Yine İki farklı alanda Nobel ödülü almış tek insandır” dedi.
“GENÇ KADINLARA X IŞINI TEKNOLOJİSİNİ ÖĞRETTİ”
Toros Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Zeren, Marie Curie’nin hayatı boyunca radyumun tıptaki önemine dikkat çektiğini belirterek, “I. Dünya Savaşı sırasında taşınabilir röntgen cihazları yaparak, kızı Irene ile birlikte, genç kadınlara x ışını teknolojisini öğretti. Ayrıca fizik tedavi uzmanlarına savaş ortamında radyoloji ekipmanını nasıl kullanacaklarını gösterdiler. Bu esnada yüksek dozda radyoaktif ışına maruz kaldılar. 1920'li yıllarda bilime katkısını sürdürdü. Varşova'daki Radyum Enstitüsü'nün kurulmasında önemli rol oynadı. Başkan Herber Hoover'ın kendisine verdiği 50.000 dolar ödülle Varşova'da yeni kurulan laboratuvara radyum aldı” şeklinde bilgiler verdi.
AŞIRI DOZDA RASYASYONA MARUZ KALDI
Radyoaktifin annesi olan Madam Curie’nin 1934 yılında Fransa'nın Savoy kentinde kan kanserinden öldüğünü ifade eden Prof Dr. Zeren, şunları söşledi: “Hastalığı, aşırı dozda radyasyona maruz kalmasına bağlandı. Bu yüzden ona ‘bilim için ölen kadın’ dediler. Radyokaktivite çalışmalarından dolayı, radyokativite birimine "curie" deniliyor. Curie ölümünün ardından Sceaux'taki aile mezarlığına gömülmüştür ancak, 20 Nisan 1995'te Marie Curie'nin ve kocasının mezarları Fransa' nın ulusal anıt mezarı olan Panthéon'a taşınmıştır. Marie Curie başarılarından dolayı bu şerefe layık görülen ilk kadındır. Curie'nin not defterleri o kadar radyasyona maruz kalmıştır ki, kurşun kaplı bölmelerde tutulup radyoaktif koruma altında incelenebilmektedir”.