26. DÖNEM GENELKURMAY BAŞKANI (E) ORGENERAL İLKER BAŞBUĞ TOROS ÜNİVERSİTESİNDE
26. Dönem Genelkurmay Başkanı (E) Orgeneral İlker Başbuğ, Toros Üniversitesi öğrencileri ile bir araya geldi.
Toros Üniversitesi’nin davetlisi olarak Mersin’e gelen ve burada bir dizi temaslarda bulunan 26. Genelkurmay Başkanı (E) Orgeneral İlker Başbuğ, Toros Üniversitesi’nde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle düzenlenen "Ortadoğu ve Türkiye" konulu konferansta konuştu.
Bahçelievler Kampüsü Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa (E) Orgeneral İlker Başbuğ ve eşi Sevil Başbuğ, Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren, Rektör Prof. Dr. Yüksel Özdemir ve eşi Yrd. Doç. Dr. Zeynep Özdemir, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan ve eşi Sembol Tarhan, Genel Sekreter S. Reşit Aşkın, dekanlar, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törende açılış konuşmasını yapan Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren, Toros Okulları’nın kurulduğundan bu yana Cumhuriyet Bayramını 1 hafta kutladıklarını belirterek, “Atatürk’ün en büyük mirasım dediği Cumhuriyet’in hangi şartlarda hangi güçlüklerle kurulduğunun bilinciyle hareket ederiz ve öğrencilerimize bu bilinci aşılamaya çalışırız. Biliriz ki bu bilinci tam olarak kavradıkları zaman hayat boyunca yanlış yapmazlar. Ne diyor Atatürk? –Cumhuriyet Fazilettir. Bizim bu fazileti öğrencilerimize mutlaka aşılamamız lazım. İlker Paşamız bu konuda bana göre bir bayraktır. İlker Paşamız Cumhuriyet için çok önemli sınavlardan geçmiş ve çok büyük başarılar elde etmiştir. Onun kurumumuzu şereflendirmesi şahsım, kurum mensuplarım ve öğrencilerim açısından büyük onurdur. İlker Paşa ne zaman kurumumuzu şereflendirse bizim için bir bayramdır, biz bu sene Cumhuriyet Bayramını çifte bayram olarak kutluyoruz. Cumhuriyetin, Cumhuriyet değerlerinin korunmasının kolay olmadığı, bir bedel gerektirdiği ve her birimizin bu bedeli ödemeye hazır olduğumuzu ispat etmemiz gerekiyor. Ben Toros gençlerinin bu konuda eksiksiz yetiştiklerine inanıyorum. On binlerce mezun verdik ama arkamıza baktığımız zaman bir tane bile bizi utandıracak, memlekete, millete zarar verecek davranış içinde olan mezunumuz yok. İftihar ettiğimiz her alanda bilimde, sanatta, sporda dünya dereceleri alan ve şu anda hem yurt içinde hem de yurt dışında çok önemli görevler yapan mezunlarımız var. Demek ki gittiğimiz yol doğru. Zaten biz yol arama konusunda da bir çaba içine düşmedik, çünkü rehberimiz o yolu bize göstermişti. Ne diyordu “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” Biz bu anlayışla eğitime el attık ve bu anlayışımızı devam ettiriyoruz” şeklinde konuştu.
Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren’in konuşmasının ardından kürsüye çıkan (E) Orgeneral İlker Başbuğ, Toros Üniversitesi öğrencileri ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, eğitim konusunun Türkiye’nin en önemli problemi olduğuna dikkat çekti.
Türk milletinin Mustafa Kemal Atatürk’e duyduğu sevgisinin kelimelerle anlatılacak boyutta olmadığını dile getiren Başbuğ, "Atatürk’e duyulan sevgi bambaşka bir şey, sevginin yanında Mustafa Kemal’i ne kadar iyi anlarsanız ve ne kadar genç nesillere iyi anlatabilirseniz bu sevgi daha da perçinleşir. Ben ne zaman bir problemle karşılaşırsam, problemi çözmekte çaresizlik içine düşersem bana ve sizlere yol gösterebilecek tek bir rehber vardır o da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Fikir sahibi olacaksınız, düşünce sahibi olacaksınız. Bu ülkenin birer vatandaşı olarak haklarınızı, yetkilerinizi ve sorumluluklarınızı bileceksiniz. Burada bugün Toros Üniversitesi’nde eğitimin en tepe noktalarından olan bir kuruluşta bulunuyoruz. Eğitim ve öğretim o kadar hayati bir konu ki; uzun vadeli bir konu. Belki bugün hemen olumlu veya olumsuz sonuçlarını alamayacaksınız. Eğitim politikaları siyaset dışı olmalı. Yani eğitim partiler üstü olması lazım. Parti görüşlerine göre olunca o zaman milli noktası olmaz. 2. Mahmut 1808 yılında söylüyor. İlk defa fen bilimleri kelimesini kullanan 2. Mahmut’tur. Fen bilimlerine geçilmesi gerektiğini söylüyor. Mustafa Kemal de aynı şeyi söylüyor zaten. Tabi bunu İslam’ı kötülemek, dini kötülemek olarak görmeyin. İslam kültürü olmasaydı Avrupa’da Rönesans olmazdı. Avrupa karanlık çağlarda yaşarken, İslam kültürü bir aydınlanmanın en önemli kitaplarını çıkardılar. Bu kitaplar Rönesans’ı doğurdu. İslam kültürü olmasaydı Rönesans olmazdı. Bunu unutmamak gerekir" şeklinde konuştu.
Konuşmasının ardından öğrencilerden gelen soruları yanıtlayan Başbuğ’a Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren tarafından çiçek ve plaket takdim edildi. 26. Dönem Genelkurmay Başkanı (E) Orgeneral İlker Başbuğ daha sonra akademisyenler ve öğrenciler ile bir süre sohbet edip kitaplarını imzaladı.